116- MÜSTEHAZA'NIN KANI
KARIŞIK OLUP. HAYIZ GÜNLERİNİ BİLMEDİĞİ ZAMANDAKİ DURUMU HAKKINDA (GELEN)
HADİSLER BABI
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
يَحْيَى.
حَدَّثنَا
المغيرة.
حَدَّثنَا
الأوزاعي، عَنْ
الزهري، عَنْ
عروة بْن
الزبير،
وعمرة بِنْت
عَبْد
الرحمن؛
-
أَن عَائِشَة
زوج
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
قالت: استحيضت
أم حبيبة
بِنْت جحش،
وَهِيَ تحت
عَبْد الرحمن بْن
عوف، سبع
سنين. فشكت
ذلك
للْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ.
فَقَالَ
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمْ:
((أَن هذه ليست
بالحيضة.
وإنما هُوَ عرق.
فإذا أقبلت
الحيضة فدعي
الصلاة. وإذا
أدبرت
فاغتسلي
وصلي)).
قالت
عَائِشَة:
فكانت تغتسل
لكل صلاة.
ثُمَّ تصلي.
وكانت تقعد
فِيْ مراكن
لأختها زينب
بِنْت جحش.
حتى أَن حمرة
الدم لتعلو
الماء.
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe (r.anha)'dan: şöyle söylemiştir:
Ümmü Habibe
bint-i Cahş (r.anha) Abdurrahman bin Avf'ın zevcesi iken yedi yıl istihaza
görmüş
ve halini Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arzetmişti. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
de:
«Bu, şüphesiz
hayız değil de ancak bir damar (kanı) dır. Bunun için hayız zamanı gelince sen
namazı bırak ve hayız zamanı gidince ğuslet ve namaz kıl.»
Aişe (r.anha):
'Bundan sonra Ümmü Habibe her namaz için ğusleder, sonra namaz kılardı. Ve kız
kardeşi Zeyneb bint-i Cahş (r.anha)'nin bir çamaşır leğeninin içinde oturup
ğuslederdi. Hatta kan'ın kırmızılığı su üstüne çıkardı.' demiştir.
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve. Beyhaki
AÇIKLAMA:
Aişe (r.anha),
bu hadiste Ümmü Habibe (r.anha)'yı iki şeyle tanıtmıştır. Birincisi Abdurrahman
bin Avf'm zevcesi olarak, ikincisi Nebi (s.a.v.)'in hanımı Zeyneb bint-i Cahş
(r.anha)'nın kız kardeşi olarak göstermiştir.
Hadiste, Ümmü
Habibe (r.anha)'nın müstahazalık halinin yedi yıl devam ettiği bildirilmiştir.
Hadiste Nebi
(s.a.v.), Ümmü Habibe (r.anha)'ya: ''Hayız zamanı gelince ... ve hayız zamanı
gidince ... " buyurduğu için Ümmü Habibe (r.anha)'nın bu zamanları bildiğine
delalet ediyor. Dolayısıyla, Ümmü Habibe (r.anha)'nın mu'tade yani eski bir
hayız adeti bulunduğu anlaşılıyor. Eski hayız adetini bilen kadın, kanı
kuvvetli ve zayıf olarak ayırt edebiliyorsa, ona mümeyyize denilir. Ayırt
edemiyorsa, ğayr-i mümeyyize denir. Ümmü Habibe (r.anha)'nın mümeyyize olup
olmadığı hususunda hadiste bir serahat (açıklık) yoktur. Çünkü, hayız zamanına
geliş ve gidişi kan'ın kuvvet ve zaafına göre tesbit edilebildiği gibi, eski
hayız adetine göre de hesaplanması mümkündür. Ümmü Habibe, (r.anha) hayız
zamanının geliş gidişini eski hayız zaman ve süresine göre mi, yoksa kan'ın
kuvvet ve zaafına göre mi hesaplamıştır? Bazı alimler, Ümmü Habibe (r.anha)'nın
ğayr-i mümeyyize olduğunu söylemişler, müeIIif de, bu hadisi aldığı babın başlığında;
''Kanı Karışık Olup ...,. ifadesini kullandığına göre gayr-i mümeyyize olarak
kabul etmiştir.
EI-Menhel
yazarı ''Müstahaza'nın her namaz için ğusledeceğini rivayet edenler'' babında
rivayet ettiği bu hadisin açıklamasında özetle şöyle der:
"El-Hattabi:
'Bu hadis kısadır. Onda kadının hali ve istihazasının keyfiyeti
zikredilmemiştir. Müstahaza olan her kadının, her namaz için ğusletmesi vacib
değildir. Bu yükümlülük, mütehayyire (şaşkın) olan kadına aittir. Mütehayyire
kadın, kanı karışık görür, kuvvetli ve zayıf olarak ayıramaz. Yahut eski bir
hayız adeti var idiyse de unutmuş, süresini ve zamanını bilemez. Ayın kaçında
kan görmeye başlardı? Kaç gün sürerdi? ve kaçıncı gün kan kesilirdi? Bunları
bilemez. Böylece, mütehayyire olan kadın her namaz için ğusleder. Çünkü, o anda
hayız bitmiş olabilir ... ' der.
El-Beyhaki bu
hadis hakkında: Ebu Seleme (r.a.)'den bize gelen rivayete göre Ümmü Habibe
(r.anha), yalnız bir ğusül yapardı. Ebu Seleme (r.anha), Nebi (s.a.v.)'den
rivayet ettiği bir hadiste O'na muhalefet etmez.' demiştir. Beyhaki, bu sözüyle
her namaz için ğusletme hakkında Ebu Seleme (r.a.)'den yapılan rivayetin sahih
olmadığını söylemek istemiştir.
Hattabi, Ümmü
Habibe (r.anha)'yı mütehayyire olarak göstermişse de Müslim'in Sahih'indeki
rivayetler ile reddedilmiştir. Şöyle ki: Müslim'in bir rivayetinde Resul-i
Ekrem (s.a.v.) Ümmü Habibe (r.anha)'ye: "Senin hayzın eskiden seni
ibadetten alakoyduğu müddet kadar dur, sonra ğuslet ve namaz kıl.''
buyurmuştur. Bu rivayet Ümmü Habibe (r.anha)'nın mu'tade veya mümeyyize
olduğuna delalet eder. Bu duruma göre Ümmü Habibe (r.anha) , hayızdan
temizlenerek ğuslettiği halde, her namaz için ğusletmek gerekliliğinin O'na
emredilmesi mümkün olur mu? Şayet böyle bir emir verilmiş olsaydı bile tedavi
ve sağlık için veya mendupluk için yahutta beden'in kandan temizlenmesi için bu
emir verilmiştir, diye yorum yapılacaktı. El-Hafız da EI-Fetih'te:' Ümmü Habibe
(r.anha)'nın mütehayyire olduğuna dair Hattabi'nin dediği söz tutarsızdır.
Çünkü İkrime'nin rivayetinde Nebi (s.a.v.) o'na hayız
günleri
süresince beklemesini emretmiş. Müslim'in Urve (r.a.)'den rivayetinde Nebi
(s.a.v.) , Ümmü Habibe (r.anha)'ya: ''... Eskiden, hayzın seni (ibadetten)
alıkoyduğu sürece dur." buyurmuştur. Ebu Davud ve başkalarının Evzai ve
İbn-i Uyeyne tarikiyle Zühri'den yaptıkları rivayetler de böyledir.
Ümmü Habibe
(r.anha)'nın mümeyyize olduğunu söyleyenlerin bir kısmı, ğusletmeye ait emri,
vücuduna dokunan kanı yıkamaya yorumlamışlardır.
Tahavi: Ümmü
Habibe (r.anha)'nın hadisi, Fatime bint-i Ebi Hubeyş (r.anha)'nın hadisi ile
mensuhtur. Çünkü orada, her namaz için ğusül yapması değil abdest alması
emredilmiştir,' der
Ümmü Habibe
(r.anha)'nın hadisindeki ğusletme emri mendupluk için yorumlanmak suretiyle her
iki hadisin işlerliği daha uygundur.''
Müellifimizin
yukarıda tercemesini verdiğimiz (626 nolu) hadisi, Ümmü Habibe (r.anha)'nın
mütehayyire değil, mu'tade olduğunu göstermektedir. Nebi (s.a.v.) Efendimizin
buyruğunda Ümmü Habibe (r.anha)'nın her namaz için ğusletmesine dair bir
serahat yoktur. Tercemede de görüldüğü gibi; ''... Hayız zamanı gidince ğuslet
ve namaz kıl.." buyurulmaktadır.
Ancak Aişe
(r.anha) , Ümmü Habibe (r.anha)'nın her namaz için ğuslettiğini bildiriyor.
Bir önceki
bab'ın hadislerini açıklarken, müstehaza'nın her namaz için ğusletmesine gerek
olmadığına dair alimlerin görüşünü nakletmiştik. Burada Nevevi'nin Müslim'in
şerhinde verdiği ma'lumatı nakletmekle yetinelim.
Tirmizi'nin
''Müstehaza her namaz zamanı ğusleder'' babında rivayet ettiği Ümmü Habibe
(r.anha)'nın hadisini açıklayan Tuhfe yazarı, Nevevi'nin şöyle dediğini
nakleder, biz. de aynen aktaralım:
''Bil ki
müstehaza kadın hesaplanacak hayız süresinin bitiminde. bir defaya mahsus olmak
üzere ğusleder. Bundan sonra kılacağı namazlar için ğusletmesi vacip değildir.
Selef ve halefin" alimlerin cumhuru böyle hükmetmişlerdir.
Bu hüküm, Ali,
İbn-i Mes'ud, İbn-i Abbas ve Aişe (r.anhum)'dan rivayet edilmiştir. Urve bin
Zübeyr, Ebu Seleme bin Abdurrahman, Malik, Ebu Hanife ve Ahmed (r.a.)'un kavli
de budur. İbn-i Ömer (r.a.), İbn-i Zübeyr (r.a.) . ve Ata' bin Ebi Rabah
(r.a.)'dan gelen rivayete göre bunlar: Müstehazanın her namaz için ğusletmesi
vacibtir, demişlerdir. Ali ve İbn-i Abbas (r.a.)'dan da böyle bir rivayet
gelmiştir. Aişe (r.anha)'dan gelen bir rivayete göre kendisi: Müstehaza her gün
bir defa yıkanır, demiştir. İbnü'l-Müseyyeb ve El-Hasan ise: Öğle namazından
öğle namazına kadar, günde bir defa ğusül yapılmalı, demişlerdir.
Bir defadan
fazla ğusletmesine gerek olmadığına hükmeden cumhurun delili şudur:
Asıl olanı
vacib hükmünün bulunmayışıdır. Şer'i şerif, bir şeyi vacib kılmadıkça, vücub
hükmü düşünülemez. Nebi (s.a.v.)'den sahih olarak sübut bulan hüküm, müstahaza kadının
hayız müddetinin bitiminde bir defa ğusletmesi emridir. O emir de şudur:
''Hayız zamanı gelince namazı bırak ve hayız zamanı gidince ğuslet.''
Bu emirde
tekrar tekrar ğusletmeyi belirten bir ifade yoktur. Nebi (s.a.v.)'in Ümmü
Habibe (r.anha)'ya ğusletmeyi emrettiğine dair Ebu Davud, Beyhaki ve
diğerlerine ait sünenlerde aktarılan hadislere gelince, bunlar içerisinde sabit
olan bir şey yoktur. Beyhaki ve kendisinden önce gelen alimler, o hadislerin
zayıf olduklarını beyan etmişlerdir. Ümmü Habibe (r.anha)'nın her namaz için
ğusletmesine dair, sahih hadis, yalnız Buhari ve Müslim'in kendi sahihlerinde
rivayet ettikleri şu mealdeki hadistir:
'' Ümmü Habibe
bint-i Cahş (r.anha) müstahaza oldu. Resulullah (s.a.v.) ona: ''Bu. bir damar
(kanı) dır. Sen ğuslet. Sonra namazkıl.'' buyurdu. Ümmü Habibe de her namaz zamanı ğuslederdi.''
Şafii şöyle
demiştir: 'Resulullah (s.a.v.), Ümmü Habibe (r.anha)'ya ğusletmesini ve namaz
kılmasını emretmiştir. Bu hadiste her namaz için ğusletmesinin emrine ait hiç
bir şey yoktur. Şüphesiz Ümmü Habibe (r.anha)'nın yaptığı ğusül, bir mendup
olarak yapıImış, emir oldugu için yapılmamıştır. Süfyan bin Uyeyne, El-Leys bin
Sa'd ve başkaları da böyle söylemiştir.
Tuhfe yazarı,
Nevevi'den yukarıdaki nakli yaptıktan sonra şöyle der: 'Alimlerin bir kısmı,
her namaz için ğusletmeye ait hadisleri müstahablık manasına yorumlamışlardır.